68’i Anlamak

Che Guevera, Simone de Beauvoir, Deniz Gezmiş, Jean Paul Sartre, Rudi Dutschke, Behice Boran ; 1968 hareketinde yer alan isimlerden bazıları. Farklı boyutlarda yaşadıkları hareketin onları birleştiren bir ortak noktası vardı: “Özgürlük” talebi.

Avrupa ve bizde koşullar nedeniyle değişik yollar çizdi 68’liler.

1968’de Avrupa gençliğini, 2.Dünya Savaşı sonrasındaki ilk kuşak oluşturuyordu. Ailelerine, topluma karşı tepkiliydiler. Daha fazla kazanma, mülk edinme, otoriteye saygı duyma gibi anlayışlara tavır koymayı amaçlıyorlardı. Anti- otoriter eğitim, cinsel özgürlük, kadının ekonomik bağımsızlığı, otoriteye başkaldırı, özgür Üniversite önemli hedefleriydi.

Türkiye’de ise 68 hareketinin yansıması ülkenin içinde bulunduğu koşullar nedeniyle daha politik oldu. 1961 Anayasası’nın, TİP’in meclise girmesiyle yaşanan özgürlük ortamının bunda payı büyüktü.  Demokrasinin ve düşünce hayatının gelişmesine katkıda bulunan tartışmalar yaşandı. Bu umut dolu ortam fazla sürmedi ve 68 hareketi bölündü, parçalandı, ağır bedeller ödendi.

Batıda aynı hareketin öncülerinden bazıları 1970 sonrasındaki süreç içerisinde kendilerine Sosyal Demokrat partilerde yer buldular. Nükleer santraller, SS 20 Pershing füzelerinin konuşlandırılması gibi o dönemin sorunlarının tartışılmasını gündeme getirdiler. Beraberinde gelen Çevre ve Sivil Girişim çabalarına deneyimleriyle katkıda bulundular, 1979’un sonlarına doğru, bir sonraki kuşak olan genç sosyalistlerle aynı noktada buluşarak, çeşitli ülkelerde kurulan Yeşiller Partisi’ni kurdular ve görevler üstlendiler.

Batı demokrasilerinin kendilerini yenileyebileceğini, yeni mecralar açabileceğini kanıtladılar.

Onlar, yıllar sonra politik yaşamda söz sahibi olurken, bizde ise önce 68’liler 12 Mart’ta, daha sonra da 12 Eylül 1980 darbesiyle 78’liler büyük baskı ve şiddete maruz kaldılar.

Che Guevera, Simone de Beauvoir, Deniz Gezmiş, Jean Paul Sartre, Rudi Dutschke, Behice Boran ve diğerleri… Bu dünyanın farklı yerlerinde yaşayan insanların, daha iyi bir yaşam, özgürlük, eşitlik için verdikleri kavga bugün de geçerliliğini sürdürüyor.

Dün Vietnam’da yaşananlar, 2000’li yıllarda Irak’ta sergileniyor. Ortadoğu haritası tekrar çizilmeye çalışılıyor. Zengin – yoksul arasındaki uçurum gittikçe açılıyor. Olanlara sadece
seyirci kalmamız isteniyor bizden.

68 ruhunun yaşatılması ve yeni kuşaklara aktarılması için birçok gerekçemiz var.

Onların mücadeleleri, olup bitene kayıtsız kalmamayı, tepki göstermeyi öğretti bize.

Yılmadan, “ imkansızı istemeye” devam edeceğiz ülkemizde ve başka yerlerde.

Ahmet Tüzün