Çok Şifreli Hayat

Yıllar önce sadece telefon numaralarını yazmak için defterler alırdık. Tanıdığımız kaç insan varsa o kadar telefon numarası olurdu. Zaten çoğumuzun evinde telefon bulunmazdı.

Telefon numaralarının hepsini aklımızda tutamayacağımız için, çok sık aradıklarımızın dışındakileri telefon defterine yazardık. Hele yıllık ajandaların arkasındaysa bu telefon numaraları her sene yeni defterlere aktarır dururduk. Bir de PTT’nin bastığı telefon rehberleri olurdu, harf sırasına göre telefon numaralarını bulabildiğimiz. Bu rehber kitapları sürekli yanımızda taşıyamayacağımız için defterlerimizi yanımızda bulundururduk.

Daha sonraları hayatımıza fax makinesi girdi. Özellikle işyerlerinin telefon defterlerinde önce telefon sonra fax numarası yazılmaya başlandı.

Teknoloji doksanlı yılların ikinci yarısında hayatımıza cep telefonlarını kazandırdı. İşte bu gelişme telefon defteri geleneğine epeyce darbe vurdu.  Arayacağımız kişinin ismi ve telefon numarası bir tuşla karşımıza çıkıveriyordu artık.

Günümüzde cep telefonları o kadar hayatımıza girdi ki, birçok kişi evinden kablolu telefonunu çoktan iptal ettirdi bile. İptal ettirmeyenler de arayan kişinin numarasını görebiliyor, hatta ekranda yüz yüze konuşabiliyor bile. 3G teknolojisi cep telefonlarına da aynı kolaylığı getirdi.

Telefon defterleri yavaş yavaş hayatımızdan çekilecek gibi görünüyor. Yine de geçmişe bağlı kalmak isteyen ve dijital teknolojiye tam güvenemeyenler telefon defterlerini koruyacaklardır bir süre daha.

İnternetin hayatımıza girmesiyle, web üzerinden e-mail adreslerimize, çeşitli web sitelerindeki bilgilerimize, facebook, hi5, netlog vb pek çok siteye ulaşmak için şifre kullanmamız gerekiyor. Bilgilerimizi korumak için her siteye ayrı bir şifre lazım. “Şifrenizi giriniz” ibaresi karşımızda büyük bir engel gibi duruyor.

Cep telefonlarının sağladığı kolaylık henüz şifreler için geçerli değil. Bir çok şifreyi hatırlamakta zorlanıyoruz.  Hele yanımızda yoksa şifrelerimiz, aklımızda kalanları sırasıyla deniyoruz. Tutarsa ne ala, ya unutmuşsak; işte o zaman bilgilerimize erişemiyoruz. Bu da bizi çaresiz bırakıyor bir anlığına. İnternet unuttuysanız hatırlatma işini üstlenmiş durumda. Ancak, onun için de zaman ayırmanız gerekiyor.

Bazen kıyıya köşeye yazmak bile yeterli olmuyor. En iyisi küçük bir defter alıp yazmalıyız şifrelerimizi. Herkesin kolayına gelen şifre oluşturma yöntemi vardır elbette. Harfler, rakamlar, isimler, harf ve rakam karışımı.  Kim bilir ne kelime oyunları, harf rakam harmanları, anlam ve anlamsızlık dolu neler çıkacaktır ortaya şifrelerimizden.

Hafızanın oyununa gelmemek için bir deftercik almalı, kaydetmeli şifreleri. Tabii hala defter ve kalemle dost olanlar için geçerli. Bilgisayar tutkunları, kendilerine çoktan bir çözüm bulmuşlardır mutlaka. Hatta küçük bellekçiklere yüklemişlerdir çoktan şifrelerini.

İmren Çalışkan Tüzün