ÖZGÜRLÜĞÜN KOŞULLARI
Özgürlük, içine doğduğumuz ailenin ve çevrenin bize sağladığı olanak ve olanaksızlıklarla başlar. Ailenin sosyal yapısı, din, gelenek ve göreneklerle ilişkisi, hareket alanımızı belirler. Ekonomik ve kültürel yapı aile içindeki bireylerin özgürlük alanını belirlemede önemlidir. Ataerkil ailede yetişmiş bir kişi olarak, kimin söz hakkı daha çok ise onun özgürlüğünün daha fazla olduğunu gözlemlemişimdir. Özgürlük, iktidarda olanın hakkıymış gibi görünürdü bana o zamanlar.
Babam çocuklarının geleceğini düşünmeden, alıp başını çekip gidebilme özgürlüğüne sahipti çocukluğumda. Annem ise, dört çocuğuyla birlikte yaşam mücadelesi vermek zorundaydı. Onun o ağır yükü, zaman zaman bize herhangi bir düşüncemizi aktarma, rahat hareket etme olanağı vermiyordu. Tek başına bir kadın, başına buyruk eşinin, nerede ne yaptığı sorgulamalarını göğüslüyordu. Ayrıca, toplum tarafından dayatılan gelenek ve görenekler de onun özgürlük alanını kısıtlıyordu. Babamın özgürlüğünü kullanması, bizim olduğumuz yerde çakılmamıza, dünyadan kopuk yaşamamıza neden oluyordu.
Gelenek ve göreneklerine, dinine bağlı olan annem, aynı zamanda adalet duygusu gelişmiş, özellikle de yoksulun, ötekinin varlığını kabul eden, onları anlamaya çalışan birisiydi.
Yıllar geçti.
Doğadan kopup, kentte , Erzurumlu bir ailenin yanında Lise eğitimine başladığımda, öteki olmanın, aileden biri olmamanın getirdiği kısıtlamalarla karşılaştım. Aynı zamanda, kütüphanede öylece duran, Dostoyevski’nin, Tolstoy’un, Balzac’ın, Emil Zola’nın, Albert Camus’un romanlarıyla özgürlüğün anlamını kavramaya başladım.
Özgürlük, aşılması gereken engeller, kısıtlamalar karşısında talep edilecek bir şey olmaya başlamıştı benim için. Temel hak ve özgürlüklerimizi belli bir kültür ve bilinçlilik düzeyine erişmedikten sonra anlamamızın mümkün olmayacağının ayrımına varmak kolay olmadı.
Hele bir de, kendi geleceğini kurmak konusunda bir kadın olarak, aile otoritesini sarsarak,- bu iş - eş seçimi de olabilir- cesurca davrandığın zaman özgürlüğü elde etmenin ne kadar zor ve değerli olduğunun bilincine varıyorsunuz.
Bütün bu kişisel deneyimlerden yola çıkarak, özgürlük, başkalarının yanlış anlamalarına, yargılamalarına aldırmadan, kendi yaşamını yönlendirebilmektir. Bunun hayata geçirilmesi ise toplumsal koşullara ve bireyin olanaklarına bağlıdır.
İmren Çalışkan Tüzün